Tüp Mide Ameliyatı Riskli Midir?

Tüp mide ameliyatı ile mide üzerinde kalıcı değişiklikler yaratılır. Laparoskopik cerrahi yöntemiyle midenin yaklaşık olarak %80’ini kesilerek çıkartılır. Yeniden şekillendirilen midenin hacminin küçülmesi sağlanır. Böylece hastalar daha hızlı bir şekilde tokluk hissine ulaşır ve daha az yemek yeme eğilimi gösterirler. Bunun yanı sıra açlık hormonu salgılanma miktarı azalarak hastalar açlık hislerini daha kolay kontrol edebilirler.

Mide küçültme ameliyatı çok sayıda avantaja sahipken her tıbbi prosedürde olduğu gibi bazı risklere de sahiptir. Ameliyat sonrasında enfeksiyon gelişimi veya kanama riski söz konusudur. Nadir olarak tüp mide cerrahisinden sonra sızıntı problemi yaşanabilir. Doktor ve diyetisyen önerilerine uyulmadığı ve vitamin mineral takviyelerinin aksatılması halinde çeşitli besin eksiklikleri gelişebilir.

Tüp Mide Ameliyatı Riskleri Nelerdir?

Her ameliyat için bazı komplikasyon riskleri mevcuttur. Tüp mide ameliyatı da diğer cerrahi operasyonlar gibi çeşitli komplikasyon risklerine sahiptir. Tüp mide ameliyatı sonrasında kanama komplikasyonu ile karşılaşma oranı %1 ila 6 arasındadır. Kanamalar mide şekillendirirken kullanılan zımba hattında gelişebilir. Bazı durumlarda dalak, karaciğer ve karın duvarından da kaynaklanabilir. Ancak alanında uzman bir cerrah tarafından gerçekleştirilen işlemlerde kanama komplikasyonu ile karşılaşma oranı oldukça düşüktür.

Cerrahi müdahaleler ardından mide içindeki basıncın artması zımba hattında sızıntı geliştirebilir. Sızıntı gelişmesi halinde kişiler; kalp çarpıntısı, ateş veya hızlı solunum gibi belirtiler açığa çıkarabilir. Mide hacminin zorlanmaması adına ameliyat sonrasındaki süreçte belirlenen miktarlarda besin tüketimine ekstra özen gösterilmelidir. Mide hacmini zorlayacak porsiyon miktarlarından kaçınılmalıdır.

Mide küçültme ameliyatı sonrasında bazı hastalarda gastroözofageal reflü gelişebilir. Kesin bir kanıya varılamaması ile bazı çalışmalar tüp mide cerrahisi sonrasında reflü gelişebileceğini öne sürmektedir.

Ameliyatın bir diğer riski midenin alt kısmında daralma açığa çıkmasına yöneliktir. Hastaların yaklaşık olarak %4’ünü etkileyen bu durum bulantı ve kusma gibi semptomlar gelişmesine neden olabilir.

Mide Küçültme Ameliyatının Zararı Var Mıdır?

Mide küçültme ameliyatı, obezite hastalığına etkili bir çözüm getirdiğinden ameliyatın sağlayacağı çok sayıda fayda bulunur. Ameliyat sonrasındaki süreçte beslenmenin ihmal edilmesi halinde bu faydalardan bazıları zarara dönüşebilir. Mide küçültme ameliyatı sonrasında hastalar çok daha az miktarda yemek yemeye başlar. Bu yemeklerin besin çeşitliliğinden yoksun olması ve yeterli miktarda protein içermesi çeşitli besin yetersizliklerine neden olabilir. Tüketilebilecek gıdalar sınırlandırıldığı için genellikle hastalara vitamin ve mineral takviyeleri reçete edilir. Bunun yanı sıra belirli bir süre hastaların özel protein içeren içecekler tüketmeleri istenebilir. Eczaneler kapsamında erişim sağlanabilen bu ürünler ile vücudun ihtiyaç duyduğu protein miktarına erişimi sağlanabilir. Böylece kas kayıplarının önüne geçilebilir ve hastaların ameliyat sonrasındaki iyileşme süreçleri desteklenebilir.

Önerilen vitamin ve mineral takviyelerinin düzenli bir şekilde alınmaması halinde ise vitamin mineral eksiklikleri görülebilir. Açığa çıkan eksiklikler nedeniyle hastalarda; saç kaybı, tırnak yapısında bozulmalar, cilt sağlığında bozulmalar, yorgunluk veya halsizlik gibi belirtiler gözlemlenebilir. Besin yetersizliklerinin ciddi boyuta ulaşması hâlinde ise daha ciddi sağlık problemleriyle karşılaşılabilir.

Cerrahi sonrasında bazı hastalarda kanama, enfeksiyon, apse, pıhtı atma veya reflü gibi komplikasyonlar gelişebilir. Bu tür bir durum ile karşılaşılması halinde hastalar mutlaka doktorlarına danışmalıdır. Sızıntı gibi bir problem ile karşılaşılması halinde yeniden bir cerrahi müdahale gerçekleştirilmesi gerekebilir.

Tüp mide cerrahisi sonrasında hastalar yemek yedikten sonra; şişkinlik, baş dönmesi veya ishal gibi semptomlara neden olan Dumping sendromu geliştirebilir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrasında Yetersiz Kilo Kaybı ile Karşılaşılabilir Mi?

Ameliyat sonrasında kişiler az miktarda yemek yiyebilirken, tüketilecek olan besinlerin sağlıksız besinler olması veya porsiyon kontrolünün ihmal edilerek mide hacminin zorlanması ameliyat başarısını etkileyebilir. Ameliyat geçiren hastaların %23’ünde yetersiz kilo kaybı görülebilir. Bu tür durumlarda ikinci bir cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulabilir. Ancak ikinci ameliyata ihtiyaç duyulma oranı %2.5 ile sınırlıdır.

Ameliyat sonrasında yetersiz kilo kaybının yanı sıra, ilerleyen dönemlerde kilo alımı ve kilo artışıyla beraber çeşitli hastalıkların gelişmesi söz konusu olabilir. Bu tür bir durumla karşılaşılması halinde de 2. cerrahi müdahale üzerinde tekrar durulabilir. Mide anatomik yapısı nedeniyle esnek ve genişleyebilen bir organdır. Hastaların tokluk seviyesinin üzerinde beslenmeye devam etmesi halinde mide yeniden genişleyebilir ve uzun vadede eski boyutuna dönebilir.

Tüp mide ameliyatı, dünya genelinde uygulanan ve her yıl binlerce hastanın obezite hastalığından kurtulmasını sağlayan bir cerrahi prosedürdür. Alanında uzman bir bariyatrik cerrahi hekimi tarafından gerçekleştirilen ameliyatlarda komplikasyon gelişme riski oldukça düşüktür. Ancak yine de tıbbi bir prosedürü olması nedeniyle bazı risklere sahip olduğu unutulmamalıdır. Ameliyat belirlenen prosedürler çerçevesinde uygulandığında sağlıklı kabul edilen bir yöntemdir. İşlem öncesinde ve sonrasında hastaların diyet düzenine ve fiziksel aktivite miktarına özen göstermesi halinde hedeflenen kilo kaybına ulaşılabilir.

mide küçültme ameliyatı

HEMEN BİLGİ ALIN